23 Ocak 2009 Cuma

Çifte Kumrular

Nereden başlasam ki. Dünden başlayayım en iyisi..
Uzun zaman sonra ilk defa dışarıya çıktım. Arkadaşlarla taksime gitmeye karar vermiştik. Sabah saat onda kalktım. Yaklaşık 8 saat uyumuştum ama bu bana asla yetmez çok uykucu birisiyimdir. Her neyse hazırlandım çıktım yola. Normalde eski, bilindik güzergahından gitmesi gereken güzide otobüs, her nasılsa farklı bi yola saptı. Kendimi Akmerkezin önünde buldum :D Orda otobüsten indim ve taksim otobüsüne bindim. Bu seferki hakiki taksim otobüsü :) Oraya vardığımda arkadaşlarla buluştuk. Toplam 4 kişi + 1 çifte kumrular dan oluşuyoduk.. İstiklale dogru yürüdük.
İçim bir garip olmuştu. En son buraya -onunla- gelmiştim.. Yürüyorduk İstiklalin üzerinde yanımızda çifte kumrular.. Evet biz de yürüyorduk bir zamanlar onunla çifte kumrular gibi.. Baktım insan kalabalığına sanki bizi arıyormuşçasına, bulamadım..
Pahalı sayılabilecek bir cafeye girdik ama öncesinde arkadaşım 'Yeşilçama gidelim orası çok güzel' diye tutturdu.. Yeşilçam.. Evet burası onunla gittiğimiz yerdi. Çok beğenmiştik orayı. Sessiz sakin küçük bi yerdi. Bir daha gelmek için sözleşmiştik ama olmadı, olamadı, yarım kaldı...
O pahalı sayılabilecek cafeye girdik. Paramın az olması beni endişelendirdi o anda.Masaya dizildik. Daha önceden süregelen bir sohbete devam ediyordu arkadaşlarım. Top diye dalga geçiliyordu bi arkadaşla. Bana eliyle yuvarlak işareti yapıp karşıdaki arkadaşı işaret ediyodu, gülüyoduk. Ben de gülüyodum. Hatta bana ' innersilence ondan uzak dur, gay o gay ' diyorlardı. Halbuki farkında bile değillerdi tam tersi olduğundan :) Bir an için benim gay olduğumun farkında olsalar acaba ne olur diye düşündüm kendi kendime. Tabi hemen silip attım o düşünceyi kafamdan. Olamazdı, kaldıramazlardı bunu. Yemek bitti ve kalktık, hesabı ödedik. Allahtan param yetti. Ve tekrar koyulduk yürümeye İstiklalde..
Nargile olan, güzel bir cafe biliyolarmış oraya gittik. Manzara çok güzeldi.. Hemen İstanbul Boğazı nın o eşsiz güzelliğine bakan tarafa oturdum. Çifte kumrular deyim yerindeyse
'yiyişiyorlardı'.. Bir ıhlamur içtim, iyi geldi boğazlarıma. Şimdi tekrar caddedeydik. Yukarıya doğru yürüyorduk. Gitmek istemiyordum, dışarısı bana çok iyi gelmişti, unutturmuştu acılarımı yüreğimdeki ...
Kabataşa indik yürüyerek; orada iki arkadaşımız vapura binmek üzere ayrıldı yanımızdan. Kaldı geriye çifte kumrular, ben ve bir kız arkadaşım. Onunla yürüdük doğal olarak, kumrular birbirine daha yakın olsun diye !
Şimdi Dolmabahçe' den Beşiktaş'a doğru yürüyorduk. Arkadaşla önümüzde giden kumrulara baktık. Aramızdaki diyalog :
O: Şunlara bak öpüşüyolar.
Ben: Yok yok yanlış görüyosun birbirlerine bakıyolar ( bendeki iyimserlik tavrı)
O: Hayır ya bak şimdi bak gördün mü ?
Bendeki tepki : Aaaa evet inanmıyorum allah kahretsin!
Belli ki onun da unutamadığı acılar vardı yüreğinde. Beraber bunları yol boyunca paylaştık. Bana sevgilimin olup olmadığını sordu. Bitti dedim... Çok acı olduğunu, alışmaya çalıştıgımı söyledim ona. O da eski sevgilisinden bahsetti. Dertleştik. İyi geliyordu dertleşmek. O an ona gay olduğumu söylesem keşke diye geçirdim içimden.Çünkü bana kızlara açılmak daha kolaymış gibi geliyordu hep. Ama yol bitmişti malesef... Beşiktaş'a varmıştık. Belki de yol devam etseydi ona açılıp rahatlıyacaktım. Ama en iyisi buydu belki de...

1 yorum:

  1. ilişki bittikten sonraki en kötü dönem onu değil onunla yaptığınız şeyleri özlemek bence. Ya da yapmayı planladıklarınızı..

    bu kadar kolay bırakma kendini, önce tanı ki pişman olmayasın sonra söyledim diye.

    sevgilerimle innersilence.

    YanıtlaSil